Bilgin Gökberk'in bugünkü yazısından bir kesit, eskiden daha sık dile getirirdi bu tarz şeyleri ama artık oda futbola kaydı malum.Seversiniz sevmezsiniz, bir çok kişi tarafından basketbolun içinden gelmemekle suçlanır. Halbuki o bir çok kişi basketbolun içinden gelenlerin ne rezillikler içinde olduklarını ya bilmez yada işlerine gelmez. Neyse efendim buyrun okuyun.
EFES-FB MAÇINI NİYE ÇETİN DEĞİL DE ÇOMAK YORUMLADI
Spormax, Beko Basketbol Ligi’nin yayıncı kuruluşu, iyi para verdiler ve işlerini iyi yapıyorlar.
İyi de bir yorumcuları var.
Dı!
***
Bu yıl çomak sokuldu işin içine durup dururken, çomağın ismi de Doğan.
Efes-FB maçını o yorumladı.
Ülkedeki her basketbol başarısının içinde olan, ne başarıldıysa payı olan, aynı zamanda her işe maydanoz olmasıyla veya patronunun maydanozu olmasıyla da tanınan biri Doğan.
Yıllardır tartışırız bunları, arkadaşız.
Doğan kendisinin FB menajeri, Çetin Yılmaz’ın FB koçu olduğu o dünlerde, takımı FB’nin oynadığı maçların kritiğini de kendisi yazıyordu.
Günaydın’dı galiba gazete...
Bir defasında ”Fener kenardan çok iyi yönetildi, bilhassa menajerinin katkısı müthişti, o olmasa olmazdı” diye bitirmişti kritiğini.
Tarihe geçmişti.
TBF ‘den istifa edip, bu işi keşke sürekli yapsa, çok da iyi yapar, başarılı olur, başkaları gibi de bir kaç eleştiride saklanmaz, erkekçe ortaya çıkar, kaçmaz.
Ama...
Doğan, şu anda TBF’nin medya sorumlusu, başkanının has adamı, kader arkadaşı ve bu günlerde FB’ye GM olacağı konuşuluyor.
FB’yi eleştiremez, Aziz Bey’den iş bekliyor.
Tabii Aziz Bey’i de...
Tanjeviç’e de sulanamaz, Aziz Bey ”onu eleştiren karşısında beni bulur“ dedi.
Ve milli koçumuz o, patronu Demirel, kendi patronu da o, yemez.
***
Bunları iki hafta önce yazdım.
***
Efes-Fenerbahçe maçı bu ligin en önemli, değerli, zorluk derecesi en yüksek maçı...
Kim yorumladı bu maçı?
Çomak!
Boş bulduğunda herkes atıp tutuyor, yok etik metik, yok kurallar murallar, yok herkese eşit mesafedeyiz filan...
Sonra en önemli maçı federasyonun medya sorumlusu yorumluyor.
Sorumsuzluğun da bu kadarı...
Kimsenin de sesi çıkmıyor.
Üç sorum var, ikisi Çetin Yılmaz’a;
1- Sen niye yorumlamadın?
2- Sen mi istemedin, sana “o yorumlayacak” mı dendi?
Üçüncüsü ortaya;
Niye o yorumladı, köküne kıran mı girdi yorumcuların, çomağın yorumlamasını kim istedi?
***
Demirel’in iş verdiği, milli seyahatlerde çığırtkanlığını yapan, yanında taşıdığı pembe medyası, pembe çantalar bunları yazmazlar.
Bilirler, kapıların arkasında dedikodu yaparlar ama yazmazlar.
Ya-za-maz-lar!
Sıkar!
Hayatları yazmamak, yazamamak üzerine kuruludur onların, yazar-yorumcu olup da yazmadıkları-yorumlamadıkları için para kazanan başka basketbol yazarı-yazarları tipi var mıdır bu dünyada, bilmem?
Basketbol yazarı, yorumcusu istisnalar hariç eyyamcıdır, hepsi benim bildiklerimi bilir, susar.
Bir kısmı NBA çocuğudur, bir kısmı ailenin sevimli çocuğu, bir kısmı emekli koç moç, menajer, bir kısmı neme lazımcıdır, bir kısmı başkanın büyük ailesindendir, bir kısmı da federasyonun medya sorumlusudur...
Filan falan...
Onlar iyi aile çocuğudur Demirel’e göre.
Ben de bilmemne çocuğu...
***
Yesinler onları.
Sevsinler.
Nokta!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder